Kadınların ve örgütlerinin “kadını şiddete mahkum bırakacağı” ve kadının aile içindeki emeğinin yok sayılacağı gibi bir çok noktada eleştirdiği nafaka tartışmaları yeniden gündeme geldi.
Haber 7’de soruları yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da anayasayı, “yamalı bohça” olarak ifade ettiğini hatırlatarak, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu konudaki çalışmaların bir an önce başlatılmasını istediğini aktaran Bakan Tunç, “Adalet Bakanlığı olarak daha öncesinde de bizim bu konuda hazırlıklarımız, taslak çalışmalarımız olmuştu. Tüm bunlar tekrar bir araya getirilip, tekrar değerlendirilecek. MHP’nin de kamuoyuyla paylaştığı 100 maddelik bir önerisi vardı. Tüm bunlar tartışılacak. Tabii muhalefete gidilecek. Uzlaşmaya yönelik tutumları görülecek” diye konuştu.
‘AİLE ARABULUCULUĞU’ YENİDEN GÜNDEMDE
Eylül’den itibaren kira hukukunda da zorunlu arabuluculuğu getirdiklerini hatırlatan Bakan Tunç, artık arabuluculuğa başvurmadan dava açılamayacağını belirtti. Tunç, arabuluculuğun, dava süreçlerinde zaman tasarrufu sağladığını, yargının iş yükünü azalttığını ifade ederek, arabuluculukla, dostane bir şekilde olayların çözüme kavuşmasının sağlandığını söyledi.
Tunç, “1 Eylül’den itibaren geçtiğimiz 16 günde yaklaşık 14 bin civarında arabulucuya başvuru oldu. Bunun 12 bin küsuru kirayla ilgili, diğerleri de diğer davalarla ilgili. Kira ile ilgili özellikle bir çok ilden bize anlaşma örnekleri geliyor hatta anlaşma videolarını fotoğraflarını gönderenler de var” dedi.
Ev sahibi ve kiracı arasındaki anlaşmazlıkların yargıya intikal etmeden dostane bir şekilde çözülmesini sağlamayı amaçladıklarını anlatan Bakan Tunç, yeni dönemde arabuluculuğun kapsamını daha da genişleteceklerini, “aile arabuluculuğunu” da bu kapsamda ele almak istediklerini kaydetti.
‘BOŞANMA DAVASIYLA TAZMİNAT, NAFAKA KONULARINI AYIRMAMIZ GEREKİR’
Adalet Bakanı Tunç, “Nafaka meselesiyle ilgili bir adım atılacak mı?” sorusu üzerine, bu konunun uzun süredir tartışıldığını söyledi.
“Önceki haftalarda ‘Aile hukukunu baştan sona ele alacağız’ dediğimde hemen birileri devreye girdi, ‘Medeni Kanun değişiyor mu?’ Medeni Kanun 2021 yılında değişti zaten. Medeni Kanunu rafa kaldırma gibi bir şey olabilir mi? Bizim yeni ihtiyaçlarımız yok mu? Diğer mevzuat çalışmalarında değişiklik yapıyoruz. Aile hukukuyla ilgili de boşanma davalarıyla ilgili uzun süren yargılamalardan vatandaşlarımız şikayetçiyse TBMM’deki milletvekillerimiz buna duyarsız kalmaz. Bizim de Adalet Bakanlığı olarak oluşturduğumuz bilim kurulları var. Bu anlamda Meclisimize teknik destek verecek olan yürütmenin makamı Adalet Bakanlığı. Boş mu duracağız. Bu anlamda o vatandaşlarımızın taleplerine duyarsız mı kalacağız? 10 yıl süren boşanma davası var. Burada boşanma davasıyla tazminat, nafaka konularını ayırabiliriz, ayırmamız da gerekir. Nafaka ile ilgili bahsedilen mağduriyetlere duyarsız kalmamak gerekir. Kadının hassasiyeti noktasında biz hassasız. Kadınların korunması, onların nafaka konusunda mağduriyetlerine yol açılmamasını biz de savunuyoruz. Diğer yandan eğer dosya bazında farklı haksızlıklara neden olunuyorsa her iki taraf açısından düşünmek gerekir” dedi. (HABER MERKEZİ)